27 Temmuz 2011 Çarşamba

gerçek sevgiyi aramak...

dün bahsetmişimdir, bir köşe yazısı okuduğumdan.. Adem ve Havva köşenin adı, köşe yazarı ise, Seda Diker hanımefendi. ilk kez okudum sanırım bu bayanın köşesini. güzel bir başlangıç vardı, arika tespitler vardı. birisinden bahsediyordu. Hint'li bir kitap karakterinden. Herman Hesse'nin bir eserinden bahsediyordu, hiç okumadığım hatta yazarını dahi duymadığım bir eser. Muhtemelen çok okunmuş bir yazardı,ama ben duymadım bir çok yazar gibi işte.. benim hatam tabiki. neyse.. hataları konuşmak istemiyorum şu anda. yeterince düşündüm onları zaten. bugün çok şey yaptım hayatım adına.. mesela vazgeçişlerimden kazanımlarım oldu bugün.. noktalar koydum çok şeye.. aynı bahsedilen karakter gibi mi yaptım ki,Sidharta'ydı karakterin adı. her şeyi vardı, her şeye sahip sanıyordu. ama mutlu değildi.. hiç yabancı değil değil mi Sidharta bize? Hepimizde birazcık olsun vardır memnuniyetsizlik, şikayet duygusu.. Ben mesela, herşeyim var nerdeyse.. herşeyim var mı yada? maddi anlamda eksikliğim var mesela, hayat maddiyat mıdır ki? hayır tabiki de.. ama para bir araçtır yaşamaya.. bunu araç olarak görmeyenler de mutsuz olur. hızlı yaşamlar için kullanılan araçların kazaları ölümlü olur...
işte öyle, Sidharta aşkı arıyor, mutluluğu arıyor, özgürlüğü, huzuru arıyor. Bütün malını, mülkünü satıyor ve en ucube yerlerde yaşamaya başlıyor. Ayağına giyecek ayakkabısı dahi yok ama onsuz mutlu olmayı öğreniyor. Onu giymek için verdiği emek onu mutlu ediyor. Aza kanaat ediyor. Demek ki ne oluyor, ferrari satmak falan işe yaramıyor. en büyük bilge olan Peygamber efendimizin sözüne dönüp geliniyor. kanaat en büyük hazine oluyor.. zaten o ne söylerse güzel söyler demek istiyorum. köşe yazarımız bu açıdan bakmıyor ama ben köşe yazarımız olmadığımdan, kendi bakış açımı sunuyorum :)neyse bir gün bir kadın çıkıyor karşısına, kadın ki, güel, kadın ki afet... her erkek onunla olabilmek için, maddi ne varsa döküyor. ona sahip olabilmenin yolu paradan geçiyor. ve Sidharta da ona sahip olabilmek için para yok. Çünkü o az bir mutluluk için herşeyinden vazgeçmiş... ve tüm yüreğini, ruhunu katarak ona bir şiir yazıyor. Ve kadın bu şiiri beğeniyor. bir öpücükle ödüllendiriyor Sidharta'yı.. bir öpücük ama kadın ona ruhunu ekliyor. Maddiyatı unutuyor. Adam doyamıyor o öpücüğe.. doyamıyor ve daha fazlası için, daha çok çalışıyor, yine paranın kölesi oluyor. O kadından başka kadınlarla olmak için daha da zebgin oluyor. ve sahip olduğu tek serveti , mutluluğu kaybediyor.. tanıdınız mı? hepimizde biraz Sidharta vardır.. ama o denli herşeyi bırakacak cesaretimiz yoktur...cesaret işte, bizlerde olmayan.. hani aptallık ve cesaret aarasında ince bir çizgi vardır ya, orada durmayı bilmek lazım. bizler ya duramıyoruz, ya o çizgiye dahi varamıyoruz... ama hırslarımız, bizi kör ediyor. efendisi olacaklarımızın, kölesi oluyoruz. ben de memnuniyetsizlik var sanırım. ama derin düşününce, mutlu olmadığınız yer de mutluluğu zaten konuk edemezsiniz. düşsel mutluluklarda yeterli gelmez kimseye. yada bana gelmez.. ama İngiltere'ye gitme hayalim bana umut aşılıyor. vazgeçmiyorsam çoğu zaman, o yağmurlarda ıslanmak içindir.. vazgeçmediğim çok unsur var elbet hayatımda. ama her birinden bahsetmek için erken, ve bazı şeylere devam etmek için geç.. geç olanlara lafım yok gelecek olanlara hoş geldin demek istiyorum.. mesela, yeni bir hayat bekliyor beeni farkındayım.. çok kararlar aldım, çok adımlar attım farkında olmadan. farkındalıklarımın farkına varma çabası şimdi bende ki.. yanımda yürüyecek olan gölgemde olsa, biz o gölgeye binbir anlam yüklemeyi öğrendik hayatta.. öğrndiklerimizle müsemma kalmamalıyız, yaşamalıyızda, uygulamalıyızda. bugün bir dost dedi ki, kısacık bir zaman dilimi var karşımda, onu da iyi değerlendirmek istiyorum.. evet ya, o kısa hayatları değerlendirmeye bakalım. hata diye düşündüklerimiz, bazen doğrular doğurabilir. ve doğrularımız, bir gün hata olup canımızı yakabilir.. yollar vardır devam etmek istediğimiz, yolsuz kalıp, yolculuklarımızı bitiremediğimiz.. bir karar verilmişse, dönmemelisiniz kararından düsturu ne kadar sığda olsa, sizin kararınızdır sonuçta. şikayetlerimiz olmaz o bakımdan. dün gece mesela geç uyudum, uykudan ölüyordum, yine de müzik dinledim karanlıkta.. çok sevdiğim şarkılar vardı kulağımda ve hayatıma anlam yükleyen şarkılar... Sidharta mesela o kadını kaybetti hırsına yenildi.. ben ise aşkı kazanmadım , o yüzden kaybım olmadı ... kaznmadığını kaybedemezsin.. şarkılarda dile getirdiğim bu oldu. ağladım ama üzüldüğümden değil, kararlar alırken bazen, kendinize yenilmek lazımdır.. bu sizi savaş alanında daha güçlü kılar. ben de bugün sabahıma hüzünle başlayıp, günüme öyle güzel devam ediyorum.. Elhamdülillah yüreğimden geçene, verdiğim kararları vermeme yardım eden Rabbime şükürler olsun... yazacağım ömrüm yettikçe.. herşeysiz yapabilirim, ama yazmadan ben mutlu olamam. ben yarım kalırım... yarım bırakma beni Allah'ım

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder