dolu bugün içim, kayıplarım var. ağır yaralıyım sanki. enkaz altında kalmış gibiyim hatta. halbuki, ne neşeli ve mutluydum bir kaç gündür.. ne olduysa oldu, birileri sanki çekemiyormuş gibi, yürüdü üstüne gülüşlerimin, çalıp gitti sanki.. çalınanlarla baş etmeye alıştımda, bugün biraz farklıydı. sevinsem mi, üzülsem mi bilemediğim bir yanılgıyla başbaşa kaldım... ithamlar insanı eziyormuş.. ezildim açıkçası, ama haksızlıktan değil, şaşkınlıktan... neyse.. bizim için ezilmelerde..
bu sıralar gecenin hayrını, gündüzün şerrine tercih ediyorum.. geceleri gömülüyorum.. balkona çıkıyorum gecenin bir yarısından sonra, ya çay içiyorum bir başıma, ya meyve suyu.. kulağıma kulaklıklarımı takıyorum.. aynı şarkıyı dinliyorum peşpeşe.. grup 84 .. söyle... ne çok soru işareti varmış içimde, her birine cevap aramıyorum aslında. aramıyorum, çünkü, her sorunun bir cevabı olmadığını biliyorum. sessizliklere gömülüyorum.. yaz başında yetiştirmeye başladığım çiçeklerimle hasbihal ediyorum bir yandan.. hele bir tanesi çok ilginç, farklı bir bitki aldım, içinde domates tohumu varmış,2 haftada domates çiçeği verdi. şaşırdım. hayat da böyleydi aslında, umduğumuz başkaydı, bulduğumuz başka.. evet aslında bakamıyoruz bile ummadığımızın ne olmadığına... bakışlarımız matlaşıyor, saydam bir tabaka göz dedikleri.. göremiyor sanırım, hele de birisine çok değer verdiğinizde, flu oluyor her yer... zor iki kelime vardır dile getiremediğimiz, bir hoşçakal diyemeyiz, bir merhaba derken zorlanabiliriz...
bir de 2 kelimelik cümleler vardır, sıkar içinizi söylerken. yada sığmaz içiniz içinize... seni seviyorum demek.. ne zordur ya Rabbim.. ben dediğimde kaybettim.. ben sevdiğimde kaybettim.. sevdiğimi dillendirdiğimde kaybettim.. en iyisi susmak.. en iyisi susuşları sevmek.. ve ben susuyorum birazcık... bu hafta başında kadim bir dostum gelecek kısmetse.. ertesi günü gidecek yurt dışına.. ve bu hafta tercihler konusu açıklanacak diyorlar. acaba hayırlara vesile olur mu? bizim şer dediğimiz de hayır vardır... o sebeple, gecenin şerrine aşığım...