30 Kasım 2011 Çarşamba

kararlarım, yaptıklarım... ben...

merhaba günlükcüğüm...

aslında az önce açtım az önce dediğimde 40 dakika oluyor sanırım. ama o esnada halamın kızı aradı, yani canım ablam aradı. uzun uzun sohbet ettik. uzun zamandır görüşmüyorduk. canım ablam Ankara'da yaşıyor. çocukken yanımızdaydı bir dönem, sonra biz Bursa'ye geçince ayrılık girdi araya... zaman girdi araya. ama ablamı sevmeme engel olamadı. uzun uzun konuştuk, kırılışlarından bahsetti. dayımıda böyle bilmezdim dedi. dayısı benim sevgili babam oluyor.. neyse.. ben bunlardan bahsetmek için gelmedim ki...


model pembe mezarlık dinliyorum...

ne hoş şarkı.. geçen gün demiştim, çok inanarak söylediğim bir cümledir hatta..

" kurduğum en gotik düşler pembeydi... "

bir daha sevmek, bir daha inanmak, bir daha güvenmek istemiyorum. bir daha diye bir cümle olsun istemiyorum. kalbimin kalbi yanımda olmasın isterse, hastayken bir selamını görmediğim insan, beni sevmiyordur diyerek, aşkımın cenazesine yas tutuyorum. iyiyim... çok şükür iyiyim. her zaman ki gibi, bir başımayım. her zaman ki gibi, tek başımayım. ama iyiyim.
bugün yine sevgili dostum Zeynep'i ziyaret ettim, el emeği kekler yaptım, pastaneden mi aldın diyor? bu onurlandırmanın başka bir yolu. Çok seviyorum onu. asla blogumu okumaz, okumayı sever ama kitap okur, yazı, şiir okumaz. herkesin ayrı dünyası. yanında bir çalışan arkadaşı var, ne vakit gitsem Çağlar ile de selamlaşırım. bir facebook sayfam yok benim dedi sohbet esnasında. aman iyiki de yok, biz senin yerinede işgal ediyoruz dedim. çok hoş bir çocuk, çocuk derken yaşça küçük diyerek bu tabiri kullandım. yoksa evli barklı adam gibi adam...

Zeynep'e giderken, üst geçitten geçmek gerekiyor her zaman, bir yaşlı teyze gördüm. el emeği patik, çorap, boncuk işleri vardı. Çok yaşlı idi, bir gün samanyolu televizyonu seyrediyordum, ki ben pek tv seyretmem, hele de Türk yapımı hiç seyretmem, hele de bu kadar duygusal yapımları hiç seyretmem. ama orada ki konu, yaşlı bir kadının el emeği ile hasta kızına, torunlarına, kömür alma çabası, kahvaltılık alma duası vardı. yerine koydum kendimi, olmaz mı? elbet olur. düşmez kalkmaz bir Allah... neye vermiyoruz ki boş yere paralar. teyzem en azından bir şey satmış olsun diyerek, söz gelince alacam dedim. şimdi arkadaşımı görmeye gidiyorum. tamam kızım dedi, 1 saat sonra, teyzem bak almaya geldim dedim. bir siyah beyaz patik çorap aldım. ne dualar etti. onu görüp geçen insanlara baktım. dilenciye sadaka vermeyi sevmem ben fazla. kapıma gelenide geri çebvirmem ama sevmem. ne olduğunu bilmem, ama yaşlı hali ile orada donuyordu ya, annem geldi aklıma. ne olur ne olmaz. zengin etmem ama bir lokma ekmek alabilir bu akşamına. Allah kimseyi merhametsizlikle imtihan etmesin... bunu övülmek için yazmadım, sizlerde geçerken, görün diyerek yazdım...

sonrasında, facebook durum iletime bir olay yazdım, olayın özetini... hadsiz insanlar var, erkekler çoğunlukta ve malesef kadınlarda aynı yolda ilerliyor terbiyesizlikte. herkes her zaman ki gibi fikir belirtti.. ama nedense fikir belirtirken şunu görmüyorlar, savunamayız hem cinsimizi yada karşı cinsi, herkeste var elbette kusur ama asla birisine, canım, gülüm, bitanem diyemez. geçmiş olsun, nasılsın, neler yapıyorsun denir, iyi, niyetli bile olsa kişiler bu asla ve asla tasvip edemez birilerinin hadsiz olmasını... ben bunu söyledim. sen suçlusun demiyorum ama iyi niyetlisin vs dedi sevgili arkadaşım Bilal..

sokak kadını diye, bir hayat kadını tecavüzü hak eder mi sorusu geldi aklıma sonra... savunma yada suçlama olamaz... yanlış yanlıştır... sebebi yoktur....


sonra hastaneye gittim, bana sıranın gelmesi mucize gibi duruyordu. birden anonslara kulak kesildim. çok acil ameliyatta olan bir hasta için 0 (+) pozitif kana ihtiyaç vardı. aslında kan hiç vermedim ama birden ayaklarım oraya sürükledi beni. hiç benim kan grubumdan kalmamış ve acilen lazımmış. formu doldurdum geçtim kan verdim. insana farklı bir huzur geliyor, kahraman falan hissediyorsunuz kendinizi.. ne hoş şeymiş. 3 ayda bir kan verebilirsiniz dedi hemşire. hemen kalkmayın fena olursunuz dedi, hiçbir şey olmadı acilen kalktım malesef. ama ciddi bir uyku hali nüksetti ben de. sıra beklerken, sekreter git hava al dedi. bu defada Kartal araştırmaya gidip tahlil sonucumu aldım. geldim biraz daha bekledim. doktor harika birisiydi. ama lütfen 1 yüz yıl daha doktor görmek istemiyorum. hatta doğum yapıp görmeyeceksem o doktoru hiç görmesemde olur ... yoruldum sanırım. döndüm eve geldim ve 2 saat uyudum. kendime gelemiyorum yorgunluk halinden dolayı. ama güzel bir şey kan vermek. bir daha gittiğimde hastaneye, organ bağışı içinde onay vereceğim. kararımı verdim. olur ya bir gün beyin ölümüm gerçekleşirse, olur ya birisi yanımda olurda, anneme, kızıma, dostuma, eşime kıyamam derse diye, bu ağır kararı ben vereceğim... ölürken 5 insana ve yakınlarına ışık olmaya vesile olmak isterim... hayırlısı olsun herşeyden önce...


bugün böyle geçti. ve bu sabah olan bir olayı teğet geçemem.. çok mutlu oldum. hiç ummadığım anda telefonum çaldı. ki benim telefonum hiç çalmaz gibi bir şey... hele de sabah o saatte.. Asuman aradı, ablam nasılsın demek için.. Ablasının gülü iyiyim dedim. uykuluydum, sonra bir açıldım, bırbır konuştuk... çok mutlu oldum. bir kardeşim beni aramış diye... Allah razı olsun. Rabbim o güzel yüreğini üzmelerine asla izin vermesin...

bugün memurluk başvuruları için son gündü. hiç ümit yok benim adıma, o düşük puanla.ama yine de başvurdum. dilerim olur. dilerim adım atmam için sebep olur. senden başkasına sığınmıyorum Rabbim.. ama kendi hayatımı kurmamda bana yardımcı ol. Artık kimseyi istemiyorum o hayatta... kırılmasın kimse bana, kızlarım ve kardeşlerim, dostlarım olsun. Ama bir yaren artık istemem. genç olmak, yaşlanınca yalnız olmak fikri ile yaklaşmayın bana... bana yaklaşmayın. seversem de yürekte sevmek yazılıdır belki kaderimde... bir Ali'şim olsun isterdim.. ama olmayacaksa da damatlarımı oğlum der severim... ben de bitti... bu kararı almak için bir ömür beklemişim gibi geliyor... değer mi ? değer... kırılmak, kırmak istemiyorum...

seni sevseydi, değer verseydi, gelirdi seni görmeye aşk... sorardı, arardı.. ama aşk uzak duruyor... biz de uzak dururuz... hoşçakal aşk...


merhaba hayat....