2 Ağustos 2011 Salı

Türkçe

şu anda çok sevdiğim bir şarkıyı dinlemeye başladım.. çok çok sevdiğim bir şarkı.. bir ara özellikle 1 ay önce aşırı dinliyordum.. bu şarkıyı söyleyen kişiyi, pazar gecesi seyreettim tv de.. pek seyretmem ama denk geldi işte, çok güzel hareketler bunlar oyuncularından Oğuzhan Koç.. kesinlikle, harika bir besteci, harika bir söz yazarı... ve yorumu diğerleri güzel olunca göze çarpmıyor. gülen neşeli birisi.. kaldı mı öyle gençler.. hepsi karamsar, hepsi melankolik... küfürbaz olmuşlar.. dilimize sahip çıkmıyorlar.. kendilerine, geleceklerine sahip çıkmıyorlar. bu konu hakkında bir şey sordunuz mu da, eski kafalı oluyorsunuz. eski kafalı demek, dile sahip çıkmayla mı olur ki?
bir ülkeyi diliyle yozlaştırırsınız önce, dilini mkkullanmayan toplumlar, kültürlerini kaybetmeye başlar. bu sadece benim ülkemin gençleri için geçerli değil malesef.. tüm dünya gençleri şu sıra böyle. internet dili denilen kısır yazım şekilleri buna sebep oluyor. aslına bakarsanız, yarımlık içte olandır ve o çıkıyor zamanla.. okuyan genç sayısı bizim ülkemiz adına ağlanacak kadar kötü durumda malesef... okuması yazması ilkokul düzeyinde olan gençler var .. ne kadar vahim aslında bu konu... bencee işsizlik kadar kötü bir konu.. çünkü, eğitimsiz, kültürsüz gençler ordu gibi büyüyor... ve bunlar vasıfsız, sıfatsız insanların çoğalmasına sebep oluyor.. geçen gün bir şiir okudum, güzeldi, özeldi kelamları.. yorum yazan birisi vardı, bir kelimeye takılmıştı... vaveyla.. Türkçe kökenli olmayan bu kelimeyi neden kullandığını, şiir de gözü tırmaladığını anlatmaya çalışıyordu. anlatırken sığ kaldığını söylemek istedim ama tanımadığım gibi, tartışmaya açık birisi değildi. sığ idi... konu o değil tabi, bir başkası yorumuna itiraz etti, bense kısmen destekledim bayanı. Türkçe'mize sahip çıkmalıyız elbette dedim. Türkçe giderse, Türkiye elden gider dedim.. bunu inanarak söyledim. itiraz eden de haklıydı bir bakıma, Nedim beydi sanırım itiraz eden. Kürt kökenli bir vatandaştı, ben dilinizi iyi öğrettiklerini düşünmüyorum ve şiir de kelimelerin ne kökenli olduğuna bakmıyorum dedi, şiir sevgi dilidir dedi. Şiir sevgi dili midir ki? Ozanlar şimdilerde kin nefret kusuyor mesela? ben de bir şiir yazsam, Türkçe kelimeler alıyorum yazdıklarıma o zaman da mı yozlaşma başlaar dedi Nedim bey, diğer hanımsa, siz de dilinizde yazın. Arapça, Farsça kökenli kelimeler bizim dilimizde neden var dedi. Fransızca kökenli pardon bizim dilimize nasıl girdiyse o kelimelerde o sebeple var. Özellikle komşu olduğumuzu düşünecek olursak Fars dilini kullanan İran ile, ve Arapça konuşan komşu ülkeler oldukça dilimize vatandaşlarımız olsun, ticaret aracılığıyla olsun illa ki girer.. Bunları yadırgamamalıyız, biz birlikte Türkiye olduğumuzu yadsıyamayız bence.. Bayanın kendini savunma şekli çok amiyane idi, ve de savundukları kendiyle çelişiyordu... Çok okumaktan geçer dilimize sahip çıkmamız. Yozlaşıyoruz er gün biraz daha, sığlıklarımız artıyor.. Ne diyoruz anlayamıyoruz, anlatamıyoruz.. bugün yazmak istediğim konu çok geniş bir konu aslında,ama malesef, yüreğime yara olmuş bir konu..ve bilgisayar kullanımı dilimizi gitgide, bizden edenen önemli unsur..

aşktan yazmak isterdim bugün aslında.. ama aşk'ı yazdıkça tükeniyorum sanki.. ama tüketemiyorum kimseyi...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder