18 Mayıs 2011 Çarşamba

elimizdekiler.. ve elimizde olamayanlar...

elimizde ne vardır ki? ne vardır baktığımızda gördüğümüz? en güzel benzetmedir aslında, avuçlarımdan kayıp gidiyor mutluluğum... insanın avuçlarımdan mı kibirli  yanından mı gidiyor ki? mutluluk nedir derim kimi zaman kendime? aslında soru ama demekle yetiniyorum sanırım çoğu zaman.. ve cevabım çok net olur her seferinde, " inanmak istediğimiz şeyin adıdır MUTLULUK"

düşün diyorum kendime, ne olursa düşün,taşın.. ne geldiyse başına düşünmemekten gelmedi mi diyorum.. kabullenme hayatın getirisini.. şükret ama kanaatle, rıza göstermek arasında ki farkı algıla... çünkü kanaat ne kadar büyük hazineyse, zalimin zulümüne karşı gelmeyip,razı olmakta o kadar rezilcedir...

durumlara ayak uydurmakla, durumlara konu olmak arasında ki ince çizgiden geçerken sorgula hayatını... ve sonuç olarak yinele cevaplarını...

denedim,yanıldım,hayata virgüllerle çelme taktım sandım.. meğer mutluluk yalanıma noktalar koymuş, boş boş ellerime bakarken anladım... mutluluk nedir soruma işte cevabım? " mutluluk inanmak istediğiniz şeye verdiğiniz addır.."
Gül Doğan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder