1 Ekim 2011 Cumartesi

sabah sabah...


ne yazayım bu sabah, aklımda bir şey yok açıkçası.. çok şeyde olabi,lirdi aslında yazacak.. ama ben şu anda ne yazsam diye düşünüyorum. yazmalı mıyım? evet, fırsat buldukça, elimden geldikçe cümleler kurmalıyım. yazmak istiyorsam ömrüm vefa ettikçe, günde en az 2000 kelime yazmalıymışım. Ernest Hemingway böyle söylüyor. ve tabi sadece o da değil. her yazar, her şair kelimelerle aramızın iyi olması için devamlı yazmalısınız der... devamlı hayatı yazmalıyız. ne yazarsak zaten hayatın içinden değil midir?

bu sabaha çok anlam yüklemem lazım.. Eylül gittin.. hoşça kal.. bir daha ki seneye vuslata erer miyim bilemiyorum elbette.. nasip kısmet.. bugün doğum günü aşkımın... aşkım dediğimin gerçek aşkım olması ne hoş aslında.. seni aldatmaz, kırmaz, terk etmez... GALATASARAY'ım mutlu yıllar... dediğimiz gibi, cehennem buz tutana dek GALATASARAY...



her bir kurucumuzu ve ilk fikri sunan ALİ SAMİ YEN 'i rahmetle anıyorum...

Bilmeyenler çoktur aslında, ALi Sami Yen, ilk edebiyatçılarımızdan, Şemsettin Sami'nin oğludur...

çok erken uyandım yine, her zaman ki gibi, uyku sorunu yaşamıyorum. erkenden uyuyorum,ki dün gece son zamanlara göre en geç uyuduğum vakitti. saat 01:00 di ışığı kapatıp uyuduğumda.20 dakika tv ye baktım,baktım ama, dizileri takip etmediğimden, kanallardaki dizilerden bir şey anlamadım. müzik kanalı açtım, Ahmet Enes'in Cennet adlı şarkısının heder oluşunu seyrettim ağzım açık kaldı.. o tuhaf varlık nasıl yorumlamış, şarkıyı okumuş çözemedim.. dondum kaldım ekran karşısında. para işte.. para uğruna, öyle anlamlı sözler uçup gitmişti. hele klip, görsel bir işkence idi..

sonra tv'yi kapatıp, kitabı elime aldım. Canan Tan'ın aşkın sanal halleri adlı kitabını bitirdim. bitirmek gayesiyle elime almıştım zaten.. şükür bitti.. şimdi böyle hikayelerden oluşan Edgar Allan Poe eserini okuyacağım kısmetse... ilk kez okuyacağım açıkçası.. En sevdiğim sembolist şair Baudelaire onun için harika övgüler yazmış.. ve ilk polisiye yazarlarından , Amerika'lı yazar ve şair'in Lenore adlı karakterini biliyorum,bir de karısına yazdığı şiiri..

winamp'ta Ahmet Enes Karaçam Cennet'i seslendiriyor. yuh be adam, onun gibi bir cins şarkıcıya verilir mi böyle şarkı? bari düzenlemeyi sen yapsaydın... hala kahroluyorum. emeğe yazık yani... güzel olanı heder etmektir bu.. yazan birisi olarak oturdu içime sanırım.

I could fall in love... bu şarkı harika ötesi bir şarkı. ben Jennifer Lopez yorumunu dinledim. Ama asıl söyleyen Selena isimli bir latin şarkıcıymış... ben 15 yaşımdayken öldürülmüş 24 yaşındayken... toprağı bol olsun. biyografik filmini gördüm moviemax'te .. Jennifer Lopez canlandırıyordu... sonuna denk gelmiştim, konser şarkısını dinledim. epey güzeldi.. tınılar çok duru idi.. müzik evrenseldir.. çok seviyorum..

dün çok güzel bir yağmur vardı.. her defasında yinelerim, yinelerim, yinelerim.. ben yağmura aşığım diye... romantik olduğumdan değil, ruhen bir tutku ben de..

geçmişinizle yüzleşmekten kaçınmayın, kaçındığınız geçmiş yada yaşadıklarınız değildir. kaçındığınız kendinizdir.. ben bunu bilir bunu söylerim.. bir de kendiniz olmaktan vazgeçmeyin.. hani taşlar, dikenler diye tabir edilen herşey karşınıza çıkacaktır ama siz gül olmayı başarın, dikenlerinizde gereksizlerin canını yakmak için hazır olacaktır...

yeni bir gün, yeni bir ay , aslında herşey aynı.. tek fark değişen rakamlar.. ve yaşlanan ruhunuz... aslında 24 eylül de doğdum ama kimliğimde 24 ekim yazıyor doğduğum gün için... o günde bir sürü kutlama yapılıyor bana.. banka,telefon operatörüm, üye olduğum kuruluşlar... kutluyor... ve bir de 24 eylülü unutan yakınlarım.. unutulunca şans veriyorum işte ben insanlara... çok merhametliyim çokkkk ...


ah bu şarkıların gözü kör olsun ve Tan kulaklarımda...

yarın 2 ekim... doğum günün kutlu olsun şimdiden güzel insan.... doğum günün kutlu olsun..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder