8 Ağustos 2011 Pazartesi

Yalan

sabah sabah uyku tutmadı, keyfim yok bir kaç gündür.. aslında daha iyiyim yalan yok şimdi... daha zorlu savaşlardan çıkışımı düşünecek olursam.. buna şükür diyeceğim bir haldeyim... bu aralar, gereksiz insancıkları gözlemlemek, tanımakla meşgulüm mesela.. herkeesin nasıl yalan söylediğini dinliyorum. yalanların kalıpları aynı mesela, hepsi aynı.. temeli çürük zaten bu yalanın... içimde bir gülme başlıyor yalanları duymaya başladığımda, iyi söyleyen varsa, içime sıkıntı giriyor.. kendi de inanıyor söylediğine diyerek kaç yalanı işittiğimde canım sıkıldı... bir kişi için değil bu yazdığım, genel manada söylüyorum.. dürüstlük bu kadar ucuz olmuş... acaba çıkıp yalan söylesem benim de değerim artar mı? değer veriyorum diye başlasa cümlelerim, karşımdakiler inanır mı? gözlerim yada sesimden anlaşılmaz mı yalanlar? bir de yalan olduk diyeceğimiz anlar vardır...

kaç gündür Nurcan ablam neden kabul etmedi diyordum beni, ekledim kaç gün önce ama ses yok.. bu sabah uyku tutmayan bu sabahta öğrendim o sonsuz uykusuna yatmış... Şok olmak mıdır bu? Hayır hepimiz öleceğiz elbet, ebedi yolculuk dedikleri hepimiz için.. Kaç gündür içime doğuyordu bu mu canımı sıkan acaba :( Çok sevdiğiniz birisini kaybetmek yürek acıtıyor. Kaç kez duvarına, ablacım mutlu akşamlar sevildiğini unutma diye yazdım kim bilir? kaç kez ellerinden öptüm dedim... bilinmez rakamlar vardır ve şimdi dilime düşmesi gereken dualar var... rakamlarına değil, samimiyetine inandığım..
yalan oldu... o da yalan oldu... mekânı cennet olsun...

yalanlar üzerine yazacaktım ama yalanın iki çeşidi üzerine yazıp, gözlerimi yumacağım şimdi... içim dolu... ilerleyen vakitlere sığarsa içim yazmak istiyorum... nasip olur mu acaba? yaşan olursam şayet ben de o arada, helal ediyorum hakkımı herkese..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder